+90 216 306 0650
·
info@ufukgoker.av.tr
·
Pzt - Cuma 09:00-18:00
İletişime Geç

Yargıç, önüne gelen bir uyuşmazlıkta maddi gerçeği ortaya çıkarmak ve mevcut hukuk kurallarını uygulayarak bir karara varmakla yükümlüdür. Bu süreçte yargıcın en temel aracı, yasa metinleri ve delillerdir. Ancak hukuk kuralları, hayatın sonsuz çeşitlilikteki olaylarının tamamını birebir kapsayamaz. Yasalar genel ve soyuttur; oysa her dava kendine özgü somut detaylar barındırır. İşte bu noktada yargıcın rolü, mekanik bir uygulayıcılıktan çok daha öteye geçer.

Yasanın boşluk bıraktığı veya yoruma açık olduğu durumlarda, yargıcın vicdanı devreye girer. Yargıcın vicdanı, onun adalet anlayışını, hakkaniyet duygusunu, hayat tecrübesini ve ahlaki değerlerini içeren bir iç pusuladır. Bu pusula, kanunun ruhuna en uygun ve somut olayın adaletini en iyi sağlayacak kararın verilmesinde kritik bir rol oynar. Tarafsızlığını koruyarak, yalnızca delillere ve yasalara değil, aynı zamanda vicdanının sesine de kulak veren bir yargıç, adaletin gerçek anlamda tecelli etmesini sağlar.

Ancak yargıcın vicdanı, keyfilik anlamına gelmemelidir. Bu vicdani kanaat, mutlaka gerekçeli kararlarla desteklenmeli, hukukun genel ilkeleri ve yerleşik içtihatlarla uyumlu olmalıdır. Yargıcın vicdanı, hukukun katı çerçevesini adaletin sıcaklığıyla yumuşatan, yasayı hayata ve insana yaklaştıran en önemli unsurdur. Bu nedenle yargı bağımsızlığı, vicdanların özgürce konuşabilmesi için hayati öneme sahiptir.

Related Posts

Leave a Reply